Basın odası
Z Kuşağı şifre girmek yerine parmak iziyle ödeme yapmak istiyor
09/03/2015
Visa Europe tarafından İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, 16-24 yaş aralığından oluşan Z Kuşağı, yüz tanıma, parmak izi, retina taraması gibi biyometrik güvenlik uygulamalarını ilgiyle takip ediyor ve bu uygulamaları şifre kullanımı gibi geleneksel kimlik doğrulama yöntemlerinin yerine kullanma eğilimi gösteriyor.
Tüketicilerin kullandıkları yeni ödeme yöntemleri arasında, parmak izi taraması Z Kuşağı’nın en çok ilgisini çeken kimlik doğrulama yöntemi olarak öne çıkıyor. Z Kuşağı’nın neredeyse yüzde 70’i, 2020 yılına kadar şifre kullanmak yerine parmak iziyle ödeme yapmak istediğini belirtirken, retina taraması yüzde 39 ile ikinci sırada, yüz tanıma yüzde 27 ile üçüncü sırada, ses tanıma yüzde 12 ile dördüncü sırada yer alıyor. DNA örnekleri ve vücuda yerleştirilmiş çipler ise daha az ilgi çekiyor.
Farklı kuşakların alışkanlıklarını ortaya koyan ve 2088 kişinin katıldığı araştırma sonuçlarına göre Z Kuşağı’nın yüzde 32’si kişisel verilerinin güvenliğini sağlamak için sadece tek bir PIN kodu, yüzde 14’ü de tek bir şifre kullanıyor.
Araştırmada yer alan Z Kuşağı üyelerinin yüzde 64’ü, ödeme yaparken kullandıkları mevcut güvenlik uygulamalarından rahatsız oluyor. Öyle ki Z Kuşağı’nın yarısından fazlası şifre ya da PIN kodu gibi uygulamaların önümüzdeki 10 yıl içinde çok da gerekli olmayacağına inanıyor.
Z Kuşağı biyometrik güvenlik uygulamalarının geleneksel güvenlik yöntemlerinin yerini almasını heyecanla bekliyor ve yüzde 76’sı biyometrik güvenlik ile ödeme yaparken kendilerini daha rahat hissedeceklerini, yüzde 69’u ise bunun hayatlarını daha hızlı ve kolay bir hale getireceğini söylüyor.
Z Kuşağı ayrıca, biyometrik güvenlik uygulamalarının biyometrik olmayan diğer kimlik doğrulama yöntemlerinden daha güvenli olduğuna da inanıyor.
“Şifreler yük olarak görülüyor”
Visa Europe Dijital Ödemeler Başkan Yardımcısı Jonathan Vaux konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söylüyor:
“Online ortamda güvenliğin sağlanması amacıyla günümüzde her zamankinden daha çok üye girişi yapılıyor ve şifre kullanılıyor. Ancak Z Kuşağı bu tür uygulamaları gereksiz bir yük olarak görüyor. Parmak izi tanıma ya da retina taraması gibi biyometrik kimlik doğrulamaları, güvenlik ve kullanım kolaylığını bir araya getiren ideal bir çözüm. Önümüzdeki dönemde ürünlerin biyometrik güvenlik uygulamaları ile entegre edilmesiyle, günümüzde sektör standardı haline gelen şifre kullanımında azalma olacağını öngörüyoruz.
Banka ve ürün sağlayıcılar açısından değerlendirdiğimizde bu durumun beraberinde iki konuyu gündeme getireceğini öngörüyoruz. İlki, Z Kuşağı’nın bu yöndeki taleplerini karşılamak için biyometrik alandaki çalışmaları devam ettirmek ve hızlandırmak. İkincisi ise, artan kimlik doğrulama seçeneklerini iyi değerlendirerek, ödemelerde güvenlik ve kolaylık açısından iyi bir müşteri tecrübesi yaratmak.”
Editöre Notlar:
Visa Europe tarafından Opinion Matters aracılığı ile 17-24 Kasım tarihleri arasında yürütülen araştırma, İngiltere’deki 2,088 kişiyi kapsıyor.
Araştırmanın bir parçası olarak; 1’in en düşük, 10’un ise en yüksek güveni işaret ettiği derecelendirmede tüketicilerin biyometrik ve biyometrik olmayan kimlik doğrulama yöntemlerine verdikleri ortalama puanlar şöyle:
Biyometrik Uygulamalar
- Yüz tanıma – 6.50
- Parmak izi – 7.94
- DNA – 8.11
- Retina taraması – 7.82
- Ses biyometriği – 6.41
- Biyometrik Olmayan Uygulamalar:
- İmza– 4.68
- PIN – 6.39
- Şifre – 6.01
- Anne kızlık soyadı ya da benzer güvenlik soruları – 5.19
1 ile 10 arasındaki derecelendirmede ortaya çıkan güvenlik ortalaması:
- Biyometrik uygulamalar – 7.36
- Biyometrik olmayan uygumalar – 5.57